Görülmeye değer yerler arasında bir de Burdur Gölü vardı. Dikkuyruk ördeklerine ev sahipliği yapan bu göle, belgesel hazırlamak için birkaç kez gelmiş, kıyısında yıldızları seyrederek sabahlamıştım. Yani Burdur'la daha önceden tanışıklığım vardı. Aklımda fikrimde buranın ünlü şiş köfteleri kalmıştı. Bu köftelerin ünü, burada bedelli askerlik yapanlar sayesinde neredeyse tüm dünyaya yayılmıştı. Gazi Caddesi'ndeki Özsarı Kebap Salonu, bu işi en lezzetli pişiren yerlerden biriydi. Bir acele masaya kurulup, bir porsiyon söyledim. Pidenin üstünde gelen şiş köfteler, sanki daha da lezzetlenmişti. Tabii ardından ikinci porsiyonu ısmarlamayı ihmal etmedim.
Sabah Susamlı Tepesi'ne çıkıp, kentin İbn-i Batuta'nın tarifine uyup uymadığını kontrol ettim. 14. yüzyıl ortalarında Burdur'a gelen gezgin burayı şöyle anlatmıştı: "Bir çok meyve ağacı ve pınarı bulunan ve tepede bir kalesi olan küçük bir yer..." Baktım baktım, aşağıda ne pınar ne de meyve ağaçlarını görebildim.
Gerisin geri dönüp, Korkuteli'nden Kalkan'a doğru inmeye başladım. Elmalı'dan sonra görüntüye giren Akçay vadisini, yeni yapraklanmaya başlayan kavaklar filizi yeşile boyamıştı. Gömbe'de boncuk mavisi bir baraj gölü, görüntüyü daha da güzelleştirdi. Vadi meyve ağaçlarıyla boydan boya kaplanmıştı. Elmalı'dan sonra yanlış yöne sapıp, yolumu kaybettim. Bozuk, bol virajlı ama cenneti andıran görüntülerle kaplı bir yoldan gide gide sonunda Kalkan'a varabildim. İlçeyi, sırtını Yumru tepesine yaslamış, lacivert Akdeniz'i seyrederken buldum. Bir yokuştan inip limanın kıyısına vardım. Aslında Kalkan'da tüm yokuşlar limanla son buluyordu.
Adres: Gazi Caddesi No: 14 BURDUR
Tel: 0 248 233 16 08
Yorum Gönder